Posts

Orman yürüyüşü

 Ormanın derinliklerine doğru yürüdükçe ağaçların gölgesi koyulaşıyor,yapraklar esinti ile birlikte yavaşça sallanıyordu. Her adımda yaprakların hışırtısı duyuluyordu. Güneş ışığı ise dalların arasından ince şeritler halinde sürülüyordu. Havadaki ıslak toprak kokusu ağaçların gövdesi ile buluşuyordu. Kuş cıvıltıları ve uzaktan gelen su sesi,bu sakin ve rahatlatıcı ortamın son iki yapboz parçası gibiydi. Her adımımda içimdeki huzur katlanıyordu ve azgın bir nehir gibi içimden taşıyordu. Sonra içimdeki huzurun giderek azaldığını hissettim. Gözümü açtığımda ise ormanın sonuna gelmiştim. Şehirin gürültüsü, kirliliği şiddetli bir fırtına misali etki etmişti.

Kişisel şiirler

Image
  Dökülüyor yapraklar, Yaşlanan insan ruhu misali. Duramıyor yerinde yapraklar, Orada senin gölgeni görünce. Uçuyor kelebek ömründen habersiz, Çiçeğin üstünde güneşin tam altında. Hiç durmadan uçuyor bir şey ararmışcasına, Seni arayan ben gibi. Sağda güneş var batıyor yavaştan. Oturuyorum iskelede. İzliyorum sen gibi, Ucu bucağı olmayan bir ufku 

San'at (düz yazı)

Bu çiçeklerin yalnız senin ayak sesinde açmaz. Tek senin diyarında yaşanmaz bahar. Sen dene istersen bir balığı sudan çıkarmayı, Koskoca dağda incinmezken ayaklar,kağıt misali caddede İncinir. Sen sırf bir mozaik için gezersin kırk yüzyıllık bir mabedi, Biz ise duvarda sülüs bir yazı görsek,  Kaplar içimizi bir heyecan bir heves. Yeşil çini bu işin bal kaymağı.  Ne zaman dalsan raksına ruhunun derinlikleri titrer. Çiçekli bir avlunun rengarenk kelebekleri gibi. Kalbimizi coşturur bizimde,  Dağ gibi bir zeybek titretretse yeri. Tüm hislerine şok etkisi yaratır, Orkestranın korkunç fırtına gibi sesi. Bizdeki en hazin mûsikîdir, Istırap çekenlerin o çaresiz çırpınışları Sen incelerin güzel, göz alıcı bir heykeli, Farklı,farklı memleketlerde,diyarlarda. Oysa bizim içimizin neşesidir, İnsanımızın mağdur olmayışı. Yazılmayan bir efsane olan Anadolu'muz, Dururken başka sanat bilmeyiz. Bu türkülü yol burada bitiyor, Ayrılıyor yönlerimiz  Arkadaş 

San'at

Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,  Bizim diyarımız'da binbir bahârı saklar! Kolumuzdan tutarak sen istersen  bizi çek, İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar. Sen kubbesinde ince bir mozayik arar da  Gezersin kırk asırlık bir mabedin içini, Bizi sarar bir sülüs yazı görsek duvarda, Bize heyecan verir bir parça yeşil çini... Sen raksına dalarken için titrer derinden  Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelabeğin, Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden  Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin. Fırtınayı andıran orkestra sesleri  Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,  Istırap ederkenlerin acıklı nefesleri Bizde geçer en hazin bir mûsikî yerine ! Sen anlayan bir gözlem süzersin uzun uzun Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini, Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun Görünce köylünün kıvrılmayan belini... Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken  Yazılmamış bir destan gibi Anadolu'muz  Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken  Sana uğ...